Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul'da DAB+ teknolojisi ile 448 yeni radyo frekansı sağlanacağını duyurdu. Dijital radyo yayıncılığı, ses kalitesini artırarak dinleyicilere daha iyi bir deneyim sunacak. Bu yeni teknoloji, radyo yayıncılığında önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
Uraloğlu, DAB+ teknolojisinin parazitlerden arındırılmış net bir ses deneyimi sunduğunu belirtti. Aynı frekansta birden fazla radyo kanalını barındırabilme kapasitesi ile frekans verimliliğini artıran bu sistem, İstanbul'da mevcut boş frekans sorununu da ortadan kaldıracak.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 13 Şubat Dünya Radyocular Günü’nde Dijital Radyo Yayıncılığı Lansman Töreni’nde konuştu. Uraloğlu, “Dijital Yeni Nesil Radyo yayıncılığıyla yepyeni bir dönemi başlatmanın gururunu sizlerle paylaşıyoruz.” ifadelerini kullandı. Bu geçiş, Türkiye’nin radyo yayıncılığında önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Bakan Uraloğlu, Türkiye’de ilk defa DAB+ teknolojisine geçiş yapıldığını belirtti. Bu teknoloji ile birlikte, İstanbul’a 448 yeni frekans sağlanacak. Kamu ve özel olmak üzere 12 radyo kanalı bu yeni teknoloji ile hizmet vermeye başlayacak.
Uraloğlu, radyo yayınlarının Türkiye’deki tarihine de değindi. 1927 yılında başlayan radyo serüveninin 98 yıldır kesintisiz devam ettiğini belirtti. Radyo, başlangıçta yalnızca bir eğlence aracıydı, ancak zamanla kültür ve sanatın geliştirilmesi gibi önemli rolleri üstlendi.
Uraloğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile duayen radyocu Mehmet Akbay’ın anılarına da yer verdi. Radyonun gücünü vurgulayan Uraloğlu, “Radyonun ne kadar güçlü ve etkili bir medya mecrası olduğunu çok iyi anlıyoruz.” dedi.
DAB+ teknolojisi, parazitlerden arındırılmış net bir ses deneyimi sunarak dinleyicilere daha kaliteli bir yayın imkanı sağlıyor. Ayrıca, metin, görüntü ve canlı trafik bilgileri gibi ek içerikler sunarak dinleme deneyimini zenginleştiriyor. Bu sayede, kullanıcılar sadece müzik ve konuşma değil, aynı zamanda faydalı bilgi akışına da erişebiliyor.
DAB+'nın en önemli avantajlarından biri de enerji verimliliği. 16 yayını tek bir frekans ve vericiyle iletebiliyor ve toplam enerji tüketimi sadece 12,2 kilovat. Bu durum, karbon emisyonlarını önemli ölçüde azaltarak çevre dostu bir yayıncılık imkanı sunuyor.
Uraloğlu, DAB+ teknolojisinin Çamlıca Kulesi’nde hayata geçirildiğini belirtti. 2018 yılında hizmete açılan kule, dünyada ilk defa bir haberleşme kulesinden aynı anda 100 adet FM radyo yayını yapabilme kapasitesine sahip. Bu durum, Türkiye’nin yayıncılık alanında dünya çapında bir ilke imza atmasını sağladı.
Uraloğlu, “Artık DAB+ yayınlarına başlamamızla bu durumu ortadan kaldırdık. Bu yeni teknoloji sayesinde gelen taleplere göre 448 yeni frekans sağlayabileceğiz.” dedi. Bu gelişmeler, radyo yayıncılığında yeni bir soluk getirecek.
Bakan Uraloğlu, DAB+ teknolojisinin yalnızca bir radyo yayını teknolojisi olmadığını, aynı zamanda eğlence ve eğitim için de önemli bir araç olabileceğini ifade etti. Gelişmiş veri hizmetleri ile DAB+, gelecekte medya dünyasında vazgeçilmez bir oyuncu haline gelecek.
Uraloğlu, dijital radyo yayıncılığının başlangıç startını butona basarak verdi. “Radyoculuğun sürekli devam edeceğine inanıyorum. Çok daha net, parazitsiz, sesle beraber görsellerin de aktarıldığı DAB+ ülkemiz ve insanımız için hayırlı olsun.” ifadelerini kullandı.