2024 yılı, Türkiye’de gazetecilik açısından önemli gelişmelere sahne oldu. Gazeteler, dijital çağda bile güvenilir haber kaynakları olarak varlıklarını sürdürmeye devam ediyor. Suriye’deki yeni dönemde Şam ile varılacak deniz yetki anlaşmasına dair manşetler, Yunanistan ve AB ülkelerinde gündem belirledi. Milliyet, dünya çapında referans gazete konumuna geldi. 2025 yılına daha çok çalışma sorumluluğuyla giriliyor.
Türkiye’de ve dünyada gazetelerin yok olacağına inananların sayısı az değil. Radyo, televizyon ve internet çağında benzer düşünceler öne çıkmıştı. Almanya’da ilk basılı gazete 1605 yılında yayımlandı. Gazeteler, okuma-yazma oranlarının en düşük olduğu yıllarda bile yaşamayı başardı. Dijital çağ, gazeteleri yok etmedi ama işlevlerini değiştirdi.
Bugün sosyal medyayı haber kaynağı olarak kullanan çok insan var. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden bir ekip, 3 milyon kişinin paylaştığı haberleri inceledi. Araştırma sonucunda yalan haberin gerçek habere oranla yüzde 70 daha fazla paylaşıldığı ortaya çıktı. Gazeteler, editoryal gözleriyle yalan ile gerçeği ayırır.
Gazeteler kağıda basıldıkları için değil, gazeteciler tarafından hazırlandıkları için doğru haberin adresidir. Youtube, gazetelere göre daha yeni bir mecra. Bu platformda en fazla izlenme oranına sahip olan kişiler, mesleğe muhabir olarak başlamış insanlardır. Bu durum, gazeteciliğin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Gazetecilik tehdit altında mı? Evet, tehdit altında. 2011 yılında 315 milyon dolara satın alınan Huffington Post, okurlarına yardım çağrısı yaptı. İspanyol medya kuruluşları, META aleyhine 550 milyon euro tazminat davası açtı. Dilekçede, “Meta’nın uygulamaları İspanyol medyasının hayatta kalmasını tehlikeye atıyor” denildi.
Sosyal medya devlerinin reklam pazarını algoritmalarla sömürmesi, dünya genelinde bir mücadeleye yol açtı. Türkiye, yasal eksikliklerden dolayı bu kavgaya daha başlayamadı. Sosyal medya veri mühendisliği yaparak, kullanıcı bilgilerini toplar ve yüksek bedellere satar. Türkiye’de bu durumun farkında olmadan sosyal medya şirketlerinin ekmeğine yağ sürülüyor.
Gazeteler, dünyanın en güvenilir haber kaynaklarıdır. Yılın son haftasında Whatsapp’ın verdiği bir ilan yayımlandı. Gazete güveni, bu noktada büyük önem taşır. Gazetecilik mesleğini yaşatmak adına her ülkede davalar açılıyor. Eğer reklam sömürüsü devam ederse, sadece gazetecilik değil, televizyonculuk da büyük zarar görecektir.
Türkiye’de dizilerin ortadan kalkması, milyarlarca dolar ihracat gelirinin de bitmesi anlamına gelir. Sosyal medyayı sadece yaş sınırlamasıyla konuşacak zamanı geçtik. Şirketlerin toplam reklam bütçelerinin sadece belirli bir kısmını sosyal medya şirketlerine aktarabilecekleri bir düzene geçilmesi gerekiyor. Bu durum, Türkiye’nin dijital bağımsızlığını koruması açısından kritik öneme sahiptir.
Gazetecilik mesleğinin geleceği için önemli adımlar atılmalıdır. Susurluk Kazası gibi olaylar, gazeteciliğin önemini bir kez daha hatırlatıyor. Kalan son kuşak, bu bilgi birikimini gelecek kuşaklara aktarmalıdır. Herkese mutlu bir yıl diliyorum.